Étienne Balibar / Verso
Durum her saat değişmeye devam ederken, neyse ki o en kötü ihtimal, yani kestaneleri ateşten almayı bekleyen Kızıl Ordu’nun gözleri önünde Nazilerce ezilen yeni bir Varşova Ayaklanması ihtimali savuşturulmuş gibi görünüyor. Amerikalılar sahadaki savaşçılarla nihayet koordinasyon kurabildiler ve hatta takviye kuvvetin geçişine izin veren Türkiye’nin sınırı biraz aralamak zorunda kaldığı da anlaşılıyor. Dileriz Kobanê kenti gerçekten İslamcıların ilerleyişini durdurup kurtulmuş olsun. Buradaki kısıtlı yerimin bana tanıdığı imkân ve edinebildiğim bilgi ölçüsünde iki nokta üzerinde durmak istiyorum.
Ulusal mücadele karakterinin ötesinde, bu direnişe demokratik bir deney hüviyeti de kazandıran dayanışma, özyönetim ve kendi kaderini tayin biçimleri sınırın her iki yanında da gelişmeye devam ediyor bir taraftan. Bu, Batılı hükümetlerin eleştirilerinden daima en büyük payı alan PKK (ve PYD) geleneklerinden bir kopmayı işaret ediyor. Dahası, bu direniş İranlı öğrencilerden Türk ve Kürt kadın örgütlerine dek bölgenin tamamında yankısını bulmaya başlıyor. Bu da, Kobanê’de gözlerimizin önünde filizlenmekte olan şeyin ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Onca katliam ve dış müdahalelerle bir bütün olarak aşırıcılığa sürüklenmeye hazır hale gelmiş bölgede böylesi bir ihtimale karşı koyan bir sivil siyaset. Ve tiranların, fanatizmlerin, popülizmlerin ve emperyalizmlerin oyununu bozan aktörler. Bu çok zayıf bir umut, fakat hayati bir öneme sahip.
- Yazının orijinali: Étienne Balibar: For the resistance in Kobane
- Çeviri: Onur Öztürk