Kentin hakkından gelen belediyecilik!
Kürdistan kentlerinde yaşanan kapitalist talancılık ve neo-liberal kent politikaları, 15 yıllık yerel yönetimler deneyiminin berhava edildiğini gözler önüne seriyor.
Kürdistan kentlerinde yaşanan kapitalist talancılık ve neo-liberal kent politikaları, 15 yıllık yerel yönetimler deneyiminin berhava edildiğini gözler önüne seriyor.
Diyarbakır’da, “Doğu ve Güneydoğu’nun en büyük yatırımı” sloganı ile yeni bir AVM daha açılıyor. Kentin kültürel ve mekansal sermayesini piyasalaştırmak amacıyla en çok “istihdam” yalanına başvuruluyor.
“Batı”daki kaldırımların her bir taşında, binaların her bir tuğlasında, tersanelerindeki gemilerin her bir kaynağında ve Anadolu’nun linç güzergahından hasat edilen fındığın her bir tanesinde “ucuz işgücü” olarak görülen Kürdistan emekçilerinin sömürülen emeği var. Sadece emeği değil kanı var aynı zamanda.
Evrim aramızdan ayrılalı dört yıl oldu. Tam da bahar gelmişken, gelincikler açacakken… Ardındaki melankoliyle Evrim’e kulak veriyoruz… Melankolik bir yazı Evrim Alataş / 23 Nisan
Aylarca “aşiret oyları” ile yatıp kalktığımız; BDP’nin, hırsızlık iddialarına rağmen iktidarın Kürdistan’daki gücünü nasıl koruduğunu sorgulamak yerine aldığı oylara sevindiği; iddiasını itibarsızlaştıran HDP’nin “mutlak başarı” elde ettiğini duyurduğu “tarihi” bir seçimi geride bıraktık.
Newroz şenliğinin meydan okuyan devrimci kahkahası Diyarbakır’ın dışında bir tarlada atılıyor! Göz kırpan bir başka dünya ihtimali şehre ulaşmıyor…
Son zamanlarda Fırat’ın batısından Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik linç haberleri geliyor. Geçtiğimiz günlerde HDP’liler bu kez Fethiye’de milliyetçi-ırkçı grupların saldırısına uğradı. Saldırganlar, HDP binasına saldırırken “yasadışılık”, “suç işleme” gibi bir kaygı duymadan; tam tersine verili “haklarını” kullanıyorlarmışçasına davrandılar.
Diyarbakır’da gençler, Dicle Üniversitesi’nin ağaç kıyımına karşı Dicle Vadisi’nde çadır eylemi başlattı. BDP’li yöneticiler de gençlere destek için oradaydı. Buraya kadar her şey normal. Garip olan, BDP’li Sur Belediyesi’nin de aynı bölgede yeni bir imar planı üzerinde çalıştığı iddiası. Gençler ise kentsel talana karşı net: “Kim yaparsa yapsın geçit yok. Kentimizi savunacağız.”
Diyarbakırlılar Mart ayında yapılacak seçimde yeni belediye başkanını seçecek. Başkan adaylarının Diyarbakırlılara neler vaat ettiklerini henüz bilmiyoruz. Ancak bilinen ve görünen şu ki Diyarbakır; aşırı betonlaştırmadan yaya haklarına, trafikten barınma hakkına kadar çözülmeyi bekleyen pek çok temel meseleyle karşı karşıya…
Diyarbakır’da halkın haberi olmadan birileri kenti planlıyor, tasarlıyor ve dayatıyor. Bunun için ne AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, ne de halkın iradesi esas alınıyor. Diyarbakır Ankara’dan tasarlanıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Dicle Üniversitesi ile kent merkezi arasında kalan Dicle Nehri Vadisi ve Hevsel Bahçeleri’ni “yapı rezerv alanı” ilan etti. Kentin can damarı olan bu yeşil havza yapılaşmaya açılarak ortadan kaldırılıyor.
Gezi Parkı’ndaki piyasalaştırmaya itirazın yüksek sesle dillendirilmesine cesaret veren ağaçlar, toprağa sıkı sıkıya sarılmış kökleriyle hareketin meşruiyet kaynağı oldu ve başta kadınlar ve gençler olmak üzere memnuniyetsizleri gölgesine topladı.